29 Ocak 2011 Cumartesi

OSMANLI DEVLETİ'NİN YIKILMA NEDENLERİ

Osmanlı Devleti'nin Duraklama, Gerileme ve Çöküş Nedenleri: (bkz:69,74,81)

1- Doğu ve Batı ticaret yolunun değişmesi: Osmanlı'nın Çin, Hind ve Avrupa arasındaki ticarette aracılık rolünü kaybetmesi.

2- Avrupa'da sanayi devriminin olması, fabrikaların kurulup, tarımda makinalaşmanın başlaması. Osmanlıda ise dışa kapalı ekonomi, aile içi tarım faaliyeti, el dokuması, babadan-oğula meslek aktarımı ile işi sürdürmeye çabalaması: Bilimsel ve teknik gelişmelere açık olmadığından sanayileşemedi. Ahi Ocakları-Esnaf Loncaları fabrika kurulmasına karşı çıktılar.

3- Bilim ve teknikte gerileme: Avrupa'nın her büyük şehrinde üniversite açılırken bizdeki üniversitelerde, medreselerde yalnızca dini derslerin okutulması. Türk tarihi ve Türkçe dersinin bile konulmasına karşı çıkılması. Halkta okur-yazarlık oranının %2.5-6 seviyelerine kadar inmesi. Üniversite yalnızca İstanbul'da bir adet. Lise ise İstanbul, Bursa, İzmir, Kastamonu ve Konya olmak üzere beş ilimizde vardı. Arapça resmi yazışma ve eğitim diliydi.

4- Cehalet, bilgisizlik sonucu taassup ve bağnazlığın artması. Her düşünce ve davranışın dine dayandırılıp hayatın her safhasının dine göre yorumlanıp düzenlenmesi. Dünya hırsının, çok mala sahip olmanın, üst makam ve mevkilere gelmenin, banyosu, tuvaleti, çok odası olan konakta oturmanın, zenginliğin iyi görülmemesi. Müslümanın mal, makam ve hırstan uzak olması gerektiği telkin edilmiş. Din adamları; matbaa, dokuma makinaları, silah, fotoğraf makinası, kalorifer, otomobil, telefon, ameliyat gibi bilimsel ve teknik gelişmeleri, gavur icadı, din dışı, bidat, hurafe, şeytan işi olarak görmüş. Osmanlı'nın 19.yy’daki gerileme ve yenilgisinin nedeni; İslam'dan uzaklaşmaya bağlanmıştır! Peki o sırada, İngiltere, Almanya İslam dininde olmadığı halde nasıl ilerlemiş?

5- Kadının evden dışarı çıkıp okumasına, güzel sanatlarla uğraşmasına (tiyatro, resim, müzik gibi); ticaret ve sanayi faaliyetlerine esnaf olarak katılmasına, memur olmasına izin verilmemiş. Meclise kadınlar alınmamış. Kocası ölen, çalışamayan, küçük çocuklu kadınlar, bilgisi ve mesleği olmadığından ekonomik hayata atılamamış, devletin ve toplumun ilgisizlik ve acımasızlığı karşısında yok olup gitmişlerdir. Osmanlı'nın son döneminde kızlar okula alındıysa da, ayrı okul veya sınıflarda öğretim görmüşlerdir.

6- Merkezi planlı, katı bir ekonomik sistemin uygulanması: Hangi şehrin, ne üretip, nereye satacağının hükümetçe kararlaştırılması. Malların satış fiyatlarını da yine kamu görevlilerinin belirlemesi.

7- Şehirdeki, köydeki, mahalledeki vergiye tabi insanın ve aile bireylerinin; çiftçilik, hayvancılık yapacağına, zanaatla uğraşacağına, okuyabileceğine, asker olacağına, o yöredeki kamu görevlileri karar veriyordu. İnsanlar, oturacağı şehri, yapacağı işi, okumayı veya cahilliği seçemiyordu. Yörüğün çocuğunun Yörük, çiftçinin çiftçi, bakırcının bakırcı, subayın subay, şıhın şıh, ağanın ağa, "beşik uleması" sözünde olduğu gibi alimin alim olması. Böyle olunca da işler, işinin ehli olamayan beceriksiz kişilere kalıyordu. Serbest rekabet ve yarışma yoktu.

8- Ahilik ve Lonca Sistemi: Önceleri, meslek ve sanatların öğretilip geliştirilmesi, esnafların düzene sokulmasında, önemli hizmet yapmış olmasına rağmen, bilim ve teknolojiye, yenilik, değişim ve gelişmeye kapalılığı nedeniyle, son dönemde devletin geri kalma nedenlerinden biri olmuştur. Nüfusa göre işyeri sayısının sınırlandırılması, örneğin; bu şehrin nüfusu 50 bin; 5 bakkal,3 berber bir demirci yeterli denilip yeni işyeri açılmasına izin verilmemesi gibi, rekabete dayalı, serbest piyasa ekonomisinin engellenmesi nedeniyle, yarışma ve gelişme olamamış. Fabrikalara ve makinalaşmaya karşı çıkılmış, İstanbul'a getirilen makinalar ve fabrika yakılıp, yıkılmıştır. Aynı zihniyet sürmekte olup, sendikalar ve kamu işçileri, devlet fabrikalarının özelleştirmesine karşı çıkmaktadırlar.

9- Gerileme döneminden sonra, kamu kurumu, memur ve asker sayısının, milli gelir oranından daha fazla artması. 17. yüzyıldan sonra yapılan savaşlarda ordu yenildikçe sebebinin yanlış yerde aranıp sürekli asker sayısının arttırılarak zafere ulaşılacağının sanılması. Yenilgilerin ard arda gelmesiyle askeri harcamaların artması, bütçenin harcamaları karşılayamayıp açık vermesi, paranın değer kaybedip, halkın enflasyonla tanışması. Ancak ülkeyi yönetenlerin kendilerini hala Kanuni döneminde sanıp lüks ve saltanatlı yaşamlarını sürdürmeleri. Yabancı ülkelerin, verdikleri borçları, geri alabilmek için, Düyunu Umumiye adı altında, devlet gelirlerine el koyup, alacaklarını kendileri tahsil etmeleri.

10- Savaşların genelde yenilgiyle sonuçlanması nedeniyle, devlet otoritesinin sarsılması. Devlet yöneticilerinin yanlış politika ve ilgisizlikleri sonucu, eşkıyalığın yaygınlaşıp, can, namus ve mal güvenliğini tehdit etmesi. Artan devlet giderlerinin karşılanması için vergilerin arttırılması. Bitmeyen savaşlar nedeniyle uzun süreli askere alınmalar ve yenilgiler. Yöneticilerin halka baskı ve zulmü, açlık, sefalet, cehalet, sıtma, çiçek, veba, verem gibi salgın hastalıklar, toplu hayvan ölümleri; halkı bunaltıp kendi devletine isyana zorladı, köyler, tarlalar boşaldı, şehirlere göç başladı. Devlet düzeni sarsıldı ve toplumsal hayat bozuldu. (bkz:124)

11- Devleti oluşturan 27 ayrı etnik grup ve 5 farklı inançtaki halkta; birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlayacak olan, bağımsızlık, dil, din, güven, eşitlik, adalet kavramlarının zedelenip önemi yitirmesi. Vatandaşlık, halk egemenliği, milliyetçilik, düşünce ve fikir özgürlüğü, insan halkları, hukukun üstünlüğü, eşitlik, demokrasi, laiklik, Cumhuriyet gibi kavramların ise hükümetlerce zararlı görülerek yaşama geçirtilmemesi, bu fikirlere hayat hakkı tanınmaması. (bkz:94)
12-Osmanlı Yönetim ve Sisteminde Bozulmalar:

a) Dirlik veya Has, Zeamet, Tımar olarak bilinen Toprak Sistemi; 1590 yılından itibaren bozulmaya başladı.

b) Yeniçeri Ordusu, düşüncesi veya yaşı itibariyle askerliğe uygun olmayan kişilerin (Örneğin: esnaf, sanatçı, başı bozuk serseri gibi) Yeniçeri Ocağına alınmasıyla, Ocak 1600 yılından sonra hızla bozulmaya başladı. Sık sık ayaklanıp darbe yaptılar, vezirleri, sadrazamı, Padişahı öldürdüler. Katıldıkları savaşlarda yenilmeye başladılar.

c) Medreseler: 1600 yılından sonra tutucu, bağnaz kişiler yetiştirmeye ve askerden kaçmak için sığınılacak tekke olmaya başladı.

d) 1644 yılından sonra toplumun kültür seviyesi hızla düşmeye başladı. Sanatçıya, sanata, bilim adamı ve bilime değer verilmez oldu.

e) Vakıf Müesseseleri, 1700 yılından sonra toplumda oluşmaya başlayan değerler çürümesi ve ahlak çöküntüsünden etkilendi. Kediler vakfın mumunu yemeye başladılar.

f) Yargı, 1700 yılından sonra işlemez oldu. Güçlüler haklı çıkmaya başladı.

g) Merkezi devlet otoritesinin taşradaki gücünü yitirmesi; 1700 yılından itibaren eşkiyalığın ortaya çıkıp yaygınlaşarak Cumhuriyet dönemine kadar sürmesi. Hatta Güney Doğu Anadolu'da eşkiyalık, 1960-70'lere kadar devam etti. Çocukluğumuzda Hamido, Tilki Selim gibi eşkıyalar hala hüküm sürmekteydi.

h) Bugünkü Ticaret ve Sanayi Odaları gibi meslek kuruluşlarının yerini tutan Ahi Ocakları-Esnaf Loncaları, 1700 yıllarından sonra bozulup, sanayileşmenin, gelişmenin engelcileri; ufuksuz yöneticiler ve bağnaz din adamlarından sonra sacayağının üçüncü bacağı oldular.

13-Araplardan 1517de hilafetin alınması sonucu;

a) Çocuklara Müslüman adı verilmesi.

b) İslamı Giyim adı altında Araplaşma.

c) Günlükhayatın şeriat kurallarına göre düzenlenmesi.

d) Arap örf ve geleneklerinin Sünnet görülüp uygulanması nedeniyle; yenilik, gel,ş,m, değişim durdu. İçtihat kapısı kaplaıdır, din sorgulanamaz mantığı toplumu; cehalet ve yoksulluğa itti.

14- Hükümtin, orduya, polise; yeterli tasarım ve yurtiçi üretim silah vermeyip, ithal silahla-El şeyiyle gerdeğe girmeye kalkması

15- Soyadının olmayıp halkın birbirini kör, topal, çolak, sağır gibi itici lakaplarla tanımlayıp dayanışmave birliğin bozulması

16- Devletin geleceğe, dışa yönelik, dini, ulusal, kütürel, ekonomik bir amacı,hedefi olmayışı,Komşu devletlerle, ikili, güvene, saygıya, eşit susyo-ekonomik ilişkiler kurmayışı

17- Sosyal sınıflar arasında korkunç gelir dağılımı adaletsizliği.Birinin yiyip diğerinin bakması

18- Reimi Arap Alfebesinin okuma yazma ve kullanımının zor olması

19- Üç-on yıl süreli;uzun zorunlu askerlik ve kalabalık ordu

20- Namık Kemal, Pir Sultan, Abdal gibi yönetimi eleştirip uyaran Aydınların dışlanıp cezalandırılması

21- Batıdan alınan borçlar.Borcun borçla ödenmesi.Bütçe açığı

22- Daha kolay yönetilir mantığıyla halk; cahil ve yoksul bırakıldı. Vergi, zekat diye malı, acihat, cennet, askerlik, şehitlik diye canı alındı. Saraylarda, konaklarda, lojmanlarda oturan dönme ve devşirmelerin yönettiği; devleti benimseyip sahiplenip korumadı. Devlet; Birinci Dünya Savaşı yenilgisiyle yıkılıp gitti. Devlet içerden çürümedikçe dış saldırıyla asla yıkılamaz. Devleti asker değil, itibarı, saygınlığı, halka verdiği umut, amaç, güvenin ayakta tuttuğu; görülüp kabul edilmedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder